BAŞLIK
DOĞAL MUTFAK
Filyos Ecopark yerleşkesinde yer alan Doğal Mutfak'da, seralarımızda yetiştirdiğimiz organik ürünlerimizi kullanmaktayız. Tamamen doğal ürünlerin lezetini bir de mutfağımızda harmanlayıp lezzetine lezzet katarak siz değerli misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz.
Filyos Vadisidir buranın adı, bizim vadimizdir burası…
Bizim vadinin bir ucu; Yedigöller’den başlar, Devrek’ten geçer gelir, diğer ucu Köroğlu dağlarından, Safranbolu’dan, Yenice’ye iner gelir… İki uç Gökçebey’de birleşir Çaycuma üzerinden Filyos’a, Karadeniz’e uzanır.
Vadimizin dört bir yanına bin bir çeşit ağaçları ile ormanlar, tabanına salkım saçak dereleri ile Filyos Irmağı yerleşmiştir.
Filyos Irmağı Köroğlu dağlarının, Kartalkaya’nın karlarını, Yedigöller’in sularını Karadeniz’e taşır durur. Zaman zaman düşünceli durgun durgun taşır, zaman zaman coşup taşarak taşır… Ama, galiba dünya kurulalı beri taşır da taşır…
Filyos’un suları boşuna akmaz… Akarken; vadi boyunca ormanları, toprakları, hayvanları, bostanları, besler, büyütür. Etler, sütler, meyveler, sebzeler üretir ve bunlardan kendi dilinde yemek hikayeleri yazar.
Bu yemek hikayelerini, pişirenler tabaklara tercüme eder, tercüme edilenleri “misafir damak”lar okur.
Biz de; bu Doğal Mutfak’ta siz okuyasınız diye tabaklara bizim vadiden yemek hikayeleri yazdık.
Aslında bu yemek hikayelerini Filyos Irmağı yazmış, bizim Türkmen atalar tabaklara tercüme etmiş, biz aracı olduk sadece.
Bizim atalar eskiden, evlerinin altında damları, damlarında hayvanları, damlarının arkasında bostanları, bostanlarında patakaları (yani patatesleri), mancarları (yani kara lahanaları), soğanları ve domatesleri ile iç içe yaşarlarmış. Ve derlermiş ki;
“Arkam bostan, altım dam… Bana ne gam…”
Gerçekten atalarımız; bu vadinin ve ırmağın kendilerine sunduğu doğal yiyeceklerle ve evlerindeki doğal mutfakları ile gamsız, hastalıksız, sapasağlam yaşamış bir zamanlar…
Biz de, bu zamanlarda o zamanlara öykünerek size, damağımızda yazılı o Doğal Mutfağı sunmak istedik.
Bakalım becerebilecek miyiz!
Buyurun, lezzetli okumalar...
ÇORBA HİKAYELERİ
DEVREKLİNİN “TAHNA” ÇORBASI
Devrek’li tarhanaya “Tahna” der. Tahna hamuru; domates, biber ve tarhun otu ile hazırlanır, çekilir, öğütülür. Dana kıyması ile pişirilir. Tereyağı ve sarmısak ile kavrulan ekmek parçacıkları ile servis edilir.
GÖKÇEBEY’İN SEBZE ÇORBASI
Filyos Irmağının iki kolunun birleştiği yerdedir Gökçebey. Bizim deyişimizle “İkisuçatı” ndadır. Tam bir sebze cennetidir. Bu doğal sebzelerden her şey yapılır ama ille de çorba yapılır. Siz kroton diyorsunuz galiba, biz tereyağı ve sarmısakla kavrulmuş ekmek parçacığı diyoruz. İşte onunla bu sebze çorbası çok iyi gider…
KIVIRCIĞIN “GÖCE” ÇORBASI
Zonguldak’ın yerlisine “Kıvırcık”, kırılmış mısıra “Göce” denir buralarda. Kıvırcığın Göce Çorbası, Göce’nin bal ve krema ile pişirilmesi ile üretilir. Tereyağı ve sarmısak ile kavrulan ekmek parçacıkları ile servis edilir.
TOVUK ÇORBASI
Herkes lehçesini sever kuşkusuz. Dili öyle döner, dudağı öyle kıvrılır çünkü… Bizim kıvırcıklar da “Tavuk” demezler “Tovuk” derler tavuğa. “a”, “o” olur, dil şad olur. Biz de, lehçemize saygıdan bu çorbaya “ Tovuk Çorbası” dedik. Bakalım bu lezzete siz ne diyeceksiniz?
BİZİM KONSOME
Bizim buralarda, et kemiği ile tencerede kaynar, pişer… Suyu ile kaşık kaşık yenilir ve içilir. Yani; sizin bildiğiniz “konsome” bize ata yadigarıdır. Bizim vazgeçilmezimizdir, bizimdir. Bu yüzden konsomenin başına “bizim” ekledik. Çünkü, tencerede pişen kemikli et ve onun suyu gerçekten bizimdir.
SALATA HİKAYELERİ
BOSTAN SALATASI
Yenice’de , Devrek’te, Gökçebey’de, Beycuma’da, Çaycuma’da kısaca vadininn her yerinde her evin bir bostanı vardır…Ve her bostan da her mevsim yeşil bir şeyler vardır. Bu taze ve doğal yeşillerle hazırlanır Bostan Salatası… Nane sosu ile tatlandırılır. Üzerine bizim buraların kuru peyniri keş ve ceviz rendelenir.
DAMAKBURAN SALATASI
Bizim eskilerimiz, “roka” bilmezlerdi. Damakburan derlerdi ona... Damakburanlar elde kırpılır maydonaz ve diğer yeşillikler ile karıştırılır, çeşit çeşit soslanır, bazen de yoğurtlanır öyle yenilirdi, buyurun Damakburana...
MISIRLI ÇÜKÜNDÜR SALATASI
İşte size bir yerel isim daha… Buralarda pancarın adı “Çükündür” dür. Zeytinyağı, sirke ve sarmıska ile marine edilen bizim çükündür ile mısır marul yaprakları üzerinde servis edilir.
KIVIRCIK SALATASI
Yörenin yerlisine “Kıvırcık” denildiğini daha önce söylemiştik. Bizim kıvırcıklar, marulun kıvırcıklarını bıçak değdirmeden elde kırarak salatayı hazırlarlar. Üzerine dilim dilim haşlanmış yumurta ve siyah zeytin koyarlar. Zeytinyağı ve üzüm sirkesi ile soslarlar.
TÜRKMENLERİN SALATASI
Bizim Vadi’yi Fatih Sultan Mehmet Osmanlı toprağı yapmış ve arkasında getirdiği Türkmenleri iskan etmiş buralara. Bu yüzden buraların köylüleri eski ataları Türkmenler gibi hayvanları severler ve hayvansız duramazlar. Onları gözlerinden ırak etmezler, başlarından ayrılmazlar. Bizim Türkmenler sürülerini gözlerken; domatesi, salatalığı, biberi, soğanı ve her türlü yeşilliği birlikte doğrayarak salata yaparlar. Üzerine ürettikleri taze beyaz peyniri bolca eklerlerdi. Biz de size atalarımız Türkmenlerin; taze peynir kokulu salatasını sunmadan edemedik.
TENCERE HİKAYELERİ
MANCAR
İşte size bir yerel isim daha… Buralarda pancarın adı “Çükündür” dür. Zeytinyağı, sirke ve sarmıska ile marine edilen bizim çükündür ile mısır marul yaprakları üzerinde servis edilir.
DİRGİNE MANTARI SOTESİ
Filyos Vadisinin ormanları birer mantar cennetidir. Yedigöllerin eteğindeki Dirgin’e ormanlarının mantarı pek ünlüdür. İşte bu mantarlar sotelenerek, dağ kekiği ve kremalı beyaz şarap sosu ile servis edilmektedir.
ZILBIT KAVURMA
İşte size bir yerel isim daha… Buralarda pancarın adı “Çükündür” dür. Zeytinyağı, sirke ve sarmıska ile marine edilen bizim çükündür ile mısır marul yaprakları üzerinde servis edilir.
BİZİM TENCERENİN GEDİKLİLERİ
Bizim tencereler, Kuru, Nohut ve Pilav pişirmezlerse tencere olmazlar. Bunlar pişiren tencereler rütbe alır buralarda... Çünkü onlar bizim tencerelerin gedikleridir, hem de başgediklileridir. Buralarda derler ki; Kar düşünce tepeye, kuruyla nohut koşar tencereye. Yani, manilere geçecek kadar önemlidir bu gedikliler...
BEYCUMA BÖREĞİ
Bir çok küçük derecik Beycuma’da buluşur, birleşir Filyos nehrine akar. Bu küçük dereciklerin etrafında ısırganlar, darı mancarları ve zılbıtlar gibi pek çok şifalı otlar yetişir. Beycuma’lılar bu şifalı otlardan börekler yaparlar, fırınlarda pişirerek misafirlerine ikram ederler.
ANA YEMEK HİKAYELERİ
GÖKÇEBEYİN DANA BONFİLESİ
Yukarıda bahsettiğimiz gibi Gökçebey’in orman köylerinde doğada beslenen danalardan elde edilen madalyonları sizin için pişiriyor ve kırmızı şarabı biber sosu ile servis ediyoruz.
DOĞAL TAVUK RULOSU
Kafeste beslenen yapay tavukları düşünerek bizim vadide hala bulunabilen doğal ortamında kendi kendini besleyen tavuklara “Doğal Tavuk” diyoruz biz. Mutfağımızda da bu doğal tavukları kullanıyoruz, mantarla doldurulmuş Doğal Tavuk Rulosu’nu kremalı ısırgan otu eşliğinde size ikram ediyoruz.
ORMAN KEBABI
Gökçebey’in yukarısındaki orman içlerinde Bodaç ve diğer köylerde doğada beslenen süt danaları bulunur. Bu danalardan elde edilen süt bonfile yaprakları ile kızarmış kibrit patatesleri, sarımsaklı yoğurt ve domates sosu ile Orman Kebabı adı
AMASRA’DAN TAKOZLAR, FİLETOLAR
Amasralı balıkçılarımızın tuttuğu palamutların takozlarını, levreklerin filetolarını kağıtta pişiriyoruz. Takoza ya da filetoya kapari çiçeği, sarmısaklı tereyağı, domates ve soğan eşlik ediyor kağıdın içinde...
PERŞEMBENİN BILDIRCIN DOLMASI
Çok eskiden Filyos Irmağından Karadeniz’e yüzünüzü döndüğünüzde ırmağın sağ tarafındaki kıyıya Perşembe, sol tarafındaki kıyıya Çarşamba denilirmiş. Bu gün Çaycuma’nın sağ tarafında Perşembe adında şirin bir beldemiz var. Perşembe’nin Bıldırcın’ı bol ve meşhurdur. Oralarda doğal kuzu kestanesi ile hazırlanan, iç pilav ile doldurulmuş “Bıldırcın Dolması” yapılır. Bıldırcın Dolması böğürtlenli sos eşliğinde servis edilir.
HAMURDAN HİKAYELER
"FİLYOS’UN EKMEKLERİ"
Hamurdan hikayeler ekmeklerle başlar kuşkusuz. Bizim buralarda buğday unundan ya da mısır unundan yapılmış ekmekler; fırınlarda, küllerde, taştan yapılmış “Sac” larda, tepsilerde kısaca ateş olan her yerde pişerler. Serme, Cizleme, Malay, Kömeç gibi adlarla anılırlar. Bizim Doğal Mutfak da bu en eski yemek hikayemizi yeniden yorumlayıp size sunmaya çalışacak.
ISPANAKLI ERİŞTE
Makarnanın adı “Erişte”dir buralarda. Herkes kendi keyfine göre hamurunu karar, ince ince keser, eriştesini yapar. Domates sosu ile lezzetlendirilerek servis edilir.
CEVİZLİ KEŞLİ ERİŞTE
Bizim buralarda yağsız süt ya da yoğurda tuz katılarak keş yapılır. Keşin yol arkadaşı cevizdir. Bu iki arkadaş en çok erişte üzerinde görülürler. Bu yüzden erişte deyince en çok üzerinde ceviz ve keş rendelenerek hazırlanan erişte akla gelmektedir.
KÖZDE PİŞEN HİKAYELER
Derler ki buralarda en büyük iki aşçı ateş ve onun arkadaşı közdür. Buraların meşe odununun ateşi tencerelerde, közü kuyularda ve ızgaralarda müthiş lezzetler üretirler. Tencere hikayelerini daha önce anlatmıştık ama bu bölgede Közde Pişen Hikayeler’i anlatmadan yemek hikayeleri eksik kalır.
PİYREN
Bizim ataların dilleri Farsça’ya yada Arapça’ya direnmiş ve püryanı yada büryanı “piyren”e döndürmüş galiba. Buralarda kuyunun dibindeki közde pişen ete, yani kuyu kebabına “Piyren” denir. Toprakta açılmış bir buçuk iki metrelik kuyular taşla örülür, dibinde meşe odunu yakılır, odunlar köze dönüşünce kesilmiş temizlenmiş karkas halindeki koyun, keçi yada danalar kuyuya sarkıtılır, kuyunun üstü bir kapakla kapanır, etrafı çamur sıvanır, beş altı saat sonra resimde gördüğünüz gibi, nar gibi kızarmış etler çıkarılır. Bizim Doğal Mutfak da özel günlerde yada toplu talep halinde piyreni misafirlerine sunmaktadır.
IZGARALAR
İskoçlar meşenin aromasını, meşe fıçıları ile Whisky’ lerine geçirirler. Bizim Türkmen atalar meşeyi kor haline getirip kokusunu ete geçirmişler yıllarca. Günlük balık ve et ızgara çeşitlerimiz denizin dalgasına, kasabın keyfine bağlı olarak tedarik edebiliyoruz ve meşe közünde pişirip meşe aromalı olarak size sunuyoruz. Lütfen meşe közü ızgaralarını garsonunuza sorunuz. Bu gün ne varsa kısmetinize!
TATLI HİKAYELER
"Bizim Hoşaflar"
Buralarda tatlı deyince akla ilk olarak hoşaf gelir. Çünkü, bizim vadi tümüyle bir meyve bahçesidir.Bu bahçenin elmaları, ayvaları, erikleri, kirazları, vişneleri, çilekleri ve diğer meyveleri yazın taze taze, kışın yazdan güneşte kurutulmuş ve adına “Tavşut”denen halleriyle önce pişer pişer, sonra soğur soğur, daha sonra karlanır buzlanır, hoşaf olur.
FIRINDA BAL KABAĞI TATLISI
Filyos Vadisinde çok lezzetli kocaman bal kabakları yetişir. Fırında pişirilen bal kabakları tahin sosu, ceviz ve kaymak ile servis edilir.
KAYMAKLI AYVA TATLISI
Doğada yetişen ekmek ayvaları insan boğazına dizilmeden yenilir buralarda. Biz ayvayı pişirir tatlı yaparız, yanına kaymak ve dut pekmezi katarız.
ÇİKOLATALI PROFİTEROL
Zonguldak maden havzası onlarca yerden göç almış bir sosyolojk podporidir. Her gelen kendi yöresinden lezzetler getirmiştir Zonguldak’a… Çamlıhemşin’li pastacılarda profiterolü bizimle tanıştırdılar. Zonguldak’lı çok sevdi profiterolü. Evde yapmadı ama pastanelerde yedi. Bizde burada size bizim eve misafir gelmiş bu tatlıyı doğal kaymak ile doldurulmuş profiterolü çikolatalı sos eşliğinde sunuyoruz.
SÜTLÜ İRMİK TATLISI
Filyos vadisinde her evin altında süt, üstünde sert buğday ve irmik bulunur. Bu yüzden; evin altında olanla üstünde olan sık sık karıştırılır buralarda.Bakalım nasıl bulacaksınız bizim sütlü irmik tatlısını
KUZU KESTANELİ BROWNİ
Çikolatalı keke bizim yörenin kuzu kestanesini ilave ediyoruz enfes bir tatlı elde ediyoruz.
CİCİ ANNE GÜLLACI
Cici anne bizim vadinin huyu tatlı, dili tatlı, eli tatlı annelerinden birisi. Pişirdikleri ve yedirdikleri ile dertlileri güldürebiliyor, hastaları iyileştirebiliyor cici anne... Onun güzel mutfağında hiç olmazsa bir tadı ramazan’da dağıttığı Güllacı buraya almadan duramadık. Cici anne güllacı, gülsuyu şerbeti ve cevizle yapardı. Bu gün Doğal Mutfak’ta varsa bir deneyin bakalım.
FİLYOS’UN VİŞNE PASTASI
Filyos Vadisinin dört bir yanı, Beycuma’dan Perşembe’ye, Dirgine’den Çaycuma’ya kadar kiraz ve vişne cennetidir. Size vadimizin meşhur vişneleri ile hazırlanmış pastamızı takdim ediyoruz.
YORUMLAR
Yorum Yaz